89’uncu Yılında Türkiye – Afganistan Dostluğu
02.03.2010 16:20:03
Afganistan
ve Türkiye halkları tarihten günümüze ortak inanç, tarih, dil ve kültür
havzasında tarihi ipek yolu güzergâhında yaşamış olmanın ve ortak
paydalar etrafında buluşmanın getirdiği yakınlıkla iki kardeş millet
olarak tarih boyunca tarihin kırılma noktalarında dayanışma içerisinde
olmuşlardır.
Türk
Milli Mücadelesine Afganistan ve Hindistan gibi Güney Asya halklarının
gerek insan gücü gerekse finansman desteği sağlamış olmaları, sözkonusu
halkların yakınlaşmasında ve devletlerarası ilişkilerin gelişmesinde çok
önemli rolü olmuştur. Örneğin, Kurtuluş Savaşı’nda Afganistan, siyasi
ve ekonomik yardımlar yapmıştır Türkiye’ye. Bu savaşta çok sayıda
Afganistan gencinin Türk askerleriyle birlikte savaşarak şehit düştüğü
bilinmektedir. Çanakkale şehitliğinde bulunan “Mehmet Afganistan”
şehitlik anıtı çok anlamlı olup iki milletin kardeşliğini ön plana
çıkarmaktadır.
1 Mart 1921’de Moskova’da imzalanan Türkiye-Afganistan Dostluk Anlaşması’yla
Afganistan, Ankara Hükümeti’ni ilk tanıyan ülke olmuştur. Türkiye ve
Afganistan, o yıllarda İngiliz emperyalizmiyle mücadele etmektedirler.
Bu antlaşmayla emperyalizme karşı işbirliği yaparak, tarafların her biri
bir emperyalist ülke tarafından saldırıya uğraması halinde diğer tarafı
bütün gücüyle destekleyecekleri sözünü vermiştir. Bu antlaşmaya göre
Türkiye Afganistan’ın bağımsızlığını tanımış ve kültürel yardım
çerçevesinde Afganistan’a öğretmen ve subaylar göndermiştir.
İçinde bulunduğumuz bu günler Türkiye'nin
Kurtuluş Savaşı mücadelesini verdiği yıllarda Afganistan ile imzalanan
ilk dostluk anlaşmasının 89. Yıldönümü. Afganistan Dışişleri
Bakanlığı’nda bu yıldönümü şerefine bir kutlama yapıldı. Birçok Afgan ve
Türk yetkilinin katıldığı resepsiyon iki ülkenin milli marşlarının
okunmasıyla başladı. Resepsiyonda Afganistan Dışişleri Bakanı Dr. Zalmay
Rasul ve Türkiye’nin Kabil Büyükelçisi Basat Öztürk, iki ülke
arasındaki dostluğun gelişimi hakkında davetlileri bilgilendirdi.
Afganistan Dışişleri Bakanı Dr. Zalmay Rasul, İHA'ya yaptığı açıklamada,
iki ülke arasında 1921’de imzalanan antlaşmanın önemine değindi.
Dışişleri Bakanı Rasul, “Eğer iki ülke arasındaki dostluk tarihine
bakacak olursak 89 yıldan daha eskiye dayanıyor. İki ülkenin dostluğunun
bir anlaşmayla perçinlenmesi ancak 89 yıldır. O zamandan beri
dostluğumuz devam ediyor. Afgan halkı, Türk halkını öz kardeşinden daha
yakın biliyor. Çok az ülkeye böyle yakın ve kardeşlik hisleri ile
yaklaşıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin her konuda gelişim göstermesinden
dolayı ben çok mutluyum. Biz Türkiye’nin bu yükseliş ve ilerleyişini
kendi yararımıza kullanabiliriz. Sivil konular olsun, askeri konular
olsun, kültürel kalkınma konusunda olsun onların tecrübelerinden
yararlanabiliriz. Bu dostluğun güçlenerek devam edeceğine inanıyorum”
diye konuştu.
Türkiye'nin Afganistan Büyükelçisi Basat
Öztürk ise, “1 Mart 1921 yılında imzalanan bu anlaşma ile Türkiye ve
Afganistan birbirlerinin bağımsızlıklarını karşılıklı olarak tanıdılar
ve daimi dostluklarını bir belgede tescil etmiş oldular. 1 Mart 1921
tarihi, Türkiye’nin kendi kurtuluş mücadelesini verdiği bir dönemdir.
Yani cumhuriyetin dahi ilanından önce bu ilişki kurulmuştur. Bunun için
iki ülke arasındaki ilişki ve dostluk çok sağlamdır. İki ülke de
birbirlerinin zor zamanlarında yardımcı olmuşlardır. Dolaysıyla bugün bu
anlaşmanın 89. yılı münasebeti ile böyle bir tören düzenlemeyi uygun
gördük. Bu daha önce düzenlenmiş bir etkinlik değil, fakat tahmin
ediyorum gelecek yıl bunu daha da güzel bir şekilde organize edebiliriz.
Çünkü gelecek yıl yani 90. yılı için böyle bir etkinliği daha
ayrıntılı, daha kapsamlı kutlamak yerinde olur” dedi.
Afganistan Uzlaşma Komisyonu Başkanı
Sıbgatullah Müceddidi de, açıklamasında, “İki ülke arasındaki dostluk
için 89 yıl diyorlar ancak bu dostluk çok eski bir dostluktur. İki ülke
dostluğu bir asırdan az değil ama imzalan anlaşma 89 yıllık. İki ülke
arasındaki ilişkilerin her zaman çok iyi bir seyri olmuştur. Türk
kardeşlerimiz halen eski dostluk ve kardeşliklerini unutmamıştır.
Eskiden de Afganistan'da iki önemli konuda Türkler öncülük ediyordu.
Biri askeriye ikincisi de tıp. Afganistan’da Türkiye’nin önde gelen
doktorları görev yapıyor. Bizim de birçok subay ve generallerimizi Türk
subayları yetiştirdi. Onlar eğittiği sürece Afganistan’da komünizm diye
bir şey yoktu. Türklerin gitmesi ile Afganistan’ın vaziyeti de
kötüleşti. Benim Türkiye’ye karşı ayrı bir alakam ve ilgim var. Şimdi de
iki ayımı Türkiye’de geçirdim. Türk halkına saygı ve sevgilerimi
yollayarak dostluğumuzun sonsuza kadar sürmesini temenni ediyorum”
şeklinde konuştu. Türkiye’de eğitimini tamamlayan Afgan Milletvekili
Alim Sayi ise, “Bugün bizim için bir bayram. İki milletin, iki devletin
bir kez daha bayramı. Afganistan’da ve Türkiye’de daha coşkulu daha
büyük bir şekilde gerçekten bu iki milletin dostluğunu yansıtabilecek
kutlamalarla bu günleri kutlayalım. Tüm Türk halkına sevgilerimi
gönderiyorum” dedi.(1)
Bilindiği gibi, Afganistan’da ISAF
bünyesinde 100’lerce Türk askeri, 10’larca polis ve 10’larca öğretmen
Afgan-Türk okullarında günülü olarak hizmet vermektedir. Ayrıca
Afganistan’dan yüzlerce genç Türkiye’nin en kaliteli üniversitelerinin
en iyi bölümlerinde burslu olarak eğitim almakta ve 93’lerde başlayan bu
sürecin sonucunda 100’lerce Afganistan genci mezun olup, Türkiye’de
edindiği bilgi ve tecrübeleri ile Afganistan’a dönerek ülkelerine hizmet
vermektedir.
Afganistan – Türkiye Dostluk
Anlaşması’nın 89.yılını fırsat bilerek bir değerlendirme yapmanın
isabetli olacağını düşünüyorum. Tarihte yapılan yardımlar her ne kadar
verimli olsa da, Türkiye bu aşamadan sonra NATO’nun Afganistan’a yaptığı
maddi yardımların yönlendirilmesinde daha fazla inisiyatif yüklenmeli
ve ülkenin yeniden inşasında karar alma mekanizmalarında yer almalıdır.
Bunun yanında, Mezar-ı Şerif ve Kabil gibi büyük kentlerde eğitim
merkezleri ve hastanelerin kurulmasında ve idaresinde öncü roller
üstlenerek, Afganistan halkının istihdamı için gerekli adımların
atılmasını sağlamalıdır. En son ve en önemlisiyse, bir İslam Barış
Gücü’nün kurulması konusunda daha fazla görev almalı, bu kuvvetin
kurulması konusunda ısrarcı olarak, sözkonusu kuvvetin ISAF’ın görev
alanlarını devralmasını sağlamalıdır.
(Khalilullah Rasuli, SDE Afganistan Uzmanı)
---------------------
1 http://www.haberflash.com/haber13722.html.02.03.2010.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder